Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar Kapanırdı daha gün batmadan kapılar Bu afyon ruhu gibi baygın mahalleden Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen! Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen Gözlerin, dişlerin ve akpak gerdanınla Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi Güneşin batmasına yakın saatlerde Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede Yaz, Kış yeşil bir saksı ıtır pencerede Bahçede akasyalar açardı baharla Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla
Önce upuzun sonra kesik saçın vardı Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı İçini gıcıklardı bütün erkeklerin Altın bileziklerle dolu bileklerin Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin Açık, saçık şarkılar söylerdin en fazla Ne çapkın komşumuzdun sen Fahriye Abla
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın? Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın? Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın Hatırada kalan şeyler değişmez zamanda Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla