Güneşle ayın bile girmediği bir yerde, Dün ancak gözyaşıyle sönen bir ateş yandı. Sesini yükselterek karşımda perde perde, Dün bir kadın ağladı, bir gönül parçalandı... Kolumun çemberine atarak varlığını Yandı, yandırdı beni canlı bir kor yığını! Dün bir kadın gözünün gördüm yaşardığını, "Senin adın ne?" dedim. "Sorma" diye kıvrandı. Derdini birbir açtı karşısında ocağın, Gözleri dopdoluydu, saçları darmadağın... Her gece bir yabancı barındıran yatağın Baş ucundan göklere bir 'ah' olup uzandı. Anlattı her kulağın duyduğu yalanları, Kalbini üç beş karış kumaşla alanları, Nasıl çevirdiğini yolda geç kalanları... En hazini, evine tek döndüğü zamandı! İçim bir zindan gibi kilitlendi sevince, Bu zindanda çiçekten beyaz, ipekten ince, Aldatılmış, atılmış kadınlar birleşince Göynümdeki canavar zincirinden boşandı...